Büyükelçi Barrack, Suriye'nin kuzeyindeki PKK/YPG ile Şam yönetimi arasındaki karmaşık ilişkileri ve süregelen sorunları değerlendirdi. Barış ve istikrarın sağlanması adına atılması gereken adımlar üzerinde duran Barrack, hem uluslararası toplumun rolünü hem de yerel aktörlerin sorumluluklarını vurguladı. Bu açıklamalar, hem bölgedeki güç dinamiklerini yeniden şekillendirebilir hem de Suriye'deki çatışma ortamının çözümünde yeni bir dönemi işaret edebilir.
Son yıllarda, Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren PKK/YPG ile Şam yönetimi arasında gerilim sürekli olarak yükseliyor. Şam, YPG'yi terör örgütü olarak nitelendirirken, YPG ise kendi varlığını sürdürebilmek için uluslararası destek arayışında. Barrack’ın açıklamaları, bu çatışmanın uluslararası boyutlarını ve Suriye'deki iç dinamiklerini anlamada kritik bir rol oynuyor. Büyükelçi, "Şam yönetimi ve YPG arasındaki anlaşmazlık, sadece yerel bir sorun değil; tüm bölgeyi etkileyen bir meselesidir. Bu nedenle, sorunun kökenine inmek ve çözüm yolları aramak zorundayız" ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Barrack, uluslararası toplumun, PKK/YPG ve Şam yönetimi arasındaki sorunların çözümünde daha etkin bir rol oynaması gerektiğini belirtti. Özellikle ABD ve Rusya’nın uzlaşma arayışlarında öncü olması gerektiğinin altını çizen Barrack, "Ülkeler, çıkarlarını gözetirken bölgedeki barış ve istikrarı da hesaba katmak zorundadır" dedi. Barış süreçleri, uluslararası aktörlerin katkılarıyla güçlendirilebilir. Bu, sadece askeri bir çözüme değil, aynı zamanda siyasi bir diyaloga da kapı açacaktır. Barrack, Şam yönetimi ile PKK/YPG arasında yapılacak müzakerelerin, kalıcı bir barış için kritik olduğunu vurgulayarak, "Sorunların çözümü, diyalog ile mümkündür. Bu, aynı zamanda halkın taleplerinin de dinlenmesi demektir" şeklinde konuştu.
Sonuç olarak, Büyükelçi Barrack’ın yaptığı bu açıklamalar, Suriye'deki karmaşık dinamikleri ve PKK/YPG ile Şam yönetimi arasındaki çatışmayı daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Bölgedeki tüm aktörlerin sorunun çözümüne katkı sunması ve diyalog yollarının daha fazla açılması gerekmektedir. Sadece askeri çözümler değil, kalıcı barış ve istikrar da diyalog ile mümkün olacaktır.