Son günlerde Rusya ve Belarus’un yapmış olduğu askeri tatbikatlar, komşu ülkeler için tehdit oluşturuyor. Polonya, Litvanya ve Letonya, bu durumdan endişe eden ülkeler arasında yer alırken, NATO’nun yanı sıra Avrupa Birliği de bu durum hakkında acil toplantılar düzenlemeye başladı. Her ne kadar tatbikatlar savunma amaçlı diye nitelendirilse de, bu kadar yoğun ve büyük ölçekli askeri hareketlilik, bölgede gerilim yaratıyor.
Rusya ve Belarus, uzun süredir pek çok alanda iş birliği yapıyor. Özellikle askeri ve stratejik anlamda her iki ülke arasındaki ilişkiler, Batı dünyasında büyük bir endişe kaynağı. Belarus topraklarında gerçekleştirilen Rus askeri tatbikatları, sadece Belarus'un iç güvenliğini değil, aynı zamanda çevresindeki ülkelerin güvenliğini de tehlikeye atıyor. Polen’de askeri güvenlik uzmanları, bu tatbikatların bir provokasyon olabileceğini düşünüyor. Ülkelerin, bu askeri birlikleri ve tatbikatları göz ardı etmemesi gerektiği uyarısında bulunuyorlar.
Belarus’un yanı sıra, Rusya’nın Kuzey Askeri Bölgesi’nden yapılan hareketler, NATO’ya taraf olan ülkeler için bir risk faktörü haline geldi. Baltık ülkeleri ile Polonya, olası bir işgal planı veya sınır ihlali konusunda sürekli endişe içinde olmaya başladı. Polonya hükümeti, özellikle doğu sınırında askeri varlığını artırarak, olası bir tehdit karşısında hazırlıklarını gözden geçiriyor.
NATO, Rusya ve Belarus’un gerçekleştirdiği tatbikatları takip ederken, Avrupa Birliği de güçlü bir tepki geliştirdi. Avrupalı liderler, Rusya’nın bu askeri yığınaklarını kabul edilemez buluyor ve güvenlik toplantıları yaparak, dayanışma mesajı veriyor. Polonya’nın doğu sınırına daha fazla asker gönderme kararı ise, sadece bir savunma önlemi olarak algılanıyor. Bu durum, komşu ülkelerde gergin bir atmosfer yaratıyor ve esnek güvenlik stratejilerinin önemini artırıyor.
Belarus’un içinde bulunduğu durumu da göz önünde bulundurursak, siyasi belirsizlikler nedeniyle kukla bir devlet haline gelmiş durumda. Dmitri Peskov, Kremlin sözcüsü, bu askeri hareketliliğin normal olduğunu savunsa da, Belarus gibi ülkelerde yaşanan sivil haklar ihlalleri ve baskılar, bu durumu daha karmaşık bir hale getiriyor. Dahası, bu ülkelerin NATO’ya olan mesafeleri, güvenlik endişelerini artırıyor ve yanlış anlaşılmalara yol açabiliyor.
Öte yandan, Rusya’nın Batı ile olan ilişkileri giderek kötüleşerken; bu durum, sadece Belarus’un iç politikasında değil, dış politikasında da derin etkiler yaratıyor. Uluslararası ilişkiler alanında uzman olan akademisyenler, uluslararası güvenlik dinamiklerinin değiştiği konusunda hemfikir. Komşu ülkeler bu durumu dikkatle izlerken, Rusya’nın olası askeri stratejileri üzerine düşünmeye başladılar.
Sonuç olarak, Rusya ve Belarus’un bu askeri hareketliliği, komşu ülkelerde alarm zillerinin çalmasına sebep oldu. NATO’nun yanı sıra Avrupa Birliği’nin de bu durumu ciddiye alması, ülkelerin güvenliğini sağlamak açısından hayati önem taşıyor. Kapasite artırma, stratejik iş birliği ve uluslararası dayanışma, özellikle Polen ve üç Baltık ülkesi için öne çıkan unsurlar arasında yer alıyor. Bu dönemde, güvenlik tehditlerine karşı atılacak her adım, daha sağlam ve kararlı bir duruş gerektiriyor.