Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat, 2023 yılına ilişkin sosyal ve ekonomik verileri paylaştı. Bu veriler, yoksulluk oranları açısından Avrupa'nın en çok yoksullaşan ülkelerini belirlemekte önemli bir kaynak oldu. Yoksulluk, bireylerin ve hanelerin temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı durumları ifade ederken, bu verilerin ışığında toplumların ekonomik sağlığı ve sosyal adalet konularında derinlemesine bir analiz yapmak mümkündür.
Yoksulluk, ekonomik durumun bir göstergesi olduğu kadar sosyal ve psikolojik birçok durumu da etkileyen bir olgudur. Kişilerin yaşam standartları, eğitim fırsatları ve sağlık hizmetlerine erişim gibi birçok alanı direkt etkileyen yoksulluk, ülkelerin sosyo-ekonomik yapılarının yanı sıra politikalarının da belirleyici bir unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Eurostat verileri yoksulluk oranlarını belirlerken, kişiler için yoksulluk riski altında olanların oranını, maddi yetersizlik ve sosyal dışlanma gibi kavramları dikkate alarak hesaplıyor. Böylesi bir yaklaşım, yoksulluğun ne denli karmaşık ve çok boyutlu bir olgu olduğunu gözler önüne seriyor.
Eurostat’ın 2023 verilerine göre, en çok yoksullaşan üç ülke, sırasıyla Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan olarak belirlenmiştir. Bu ülkelerde yoksulluk oranı, Avrupa Birliği genel ortalamasının oldukça üzerinde seyretmektedir. Akıllarda birçok soru işareti bırakan bu durumu daha yakından incelemek, hem bu ülkelerdeki ekonomik durumu anlamak hem de gelecekte atılacak adımları öngörmek açısından önemlidir.
Bulgaristan, yoksulluk oranı en yüksek ülke olarak öne çıkarken, %30’luk bir yoksulluk oranı ile dikkat çekmektedir. Bu oran, ülkede yaşayan her üç bireyden birinin yoksulluk riski ile karşı karşıya olduğu anlamına gelmektedir. Ülkedeki düşük gelir seviyeleri, istihdam olanaklarının yetersizliği ve sosyal politikaların yetersizliği, bu durumu daha da kötüleştiren unsurlar arasında yer almaktadır. Dahası, eğitim seviyesindeki düşüklük, bireylerin iş piyasasına katılımını kısıtlamakta, bu da yoksulluk döngüsünü derinleştirmektedir.
Romanya ise yoksulluk oranında ikinci sırada yer almaktadır. Ülke, %25 civarındaki yoksulluk oranıyla dikkat çekiyor. Romanya'nın yoksulluğu, genellikle kırsal kesimde yaşayan bireylerde daha yaygın olarak görülmekte. Alt gelir grubundaki hanelerin çoğu, temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyor. Ekonomik reformların yetersizliği ve fon eksikliği, yoksulluğun azaltılmasına yönelik atılan adımları olumsuz etkilemekte ve bunun sonucunda da fark edilir bir iyileşme sağlanamamaktadır.
Yunanistan ise kriz sonrası toparlanma sürecinin zorluklarını hala yaşamaktadır. Önceki ekonomik krizler, ülkedeki istihdam oranlarını ciddi şekilde etkilemiş, yoksulluk oranını %23 seviyelerine çıkarmıştır. Ülkede halihazırda uygulanan sosyal destek programları, yoksulluğu azaltmak için atılan adımlar arasında bulunsa da, bu programların yeterliliği üzerine tartışmalar devam etmektedir. Ekonomik bir çıkış stratejisi uygulanmadıkça, yoksulluk oranının düşürülmesi oldukça güç görünüyor.
Sonuç olarak, Eurostat verilerinin ortaya koyduğu bu üç ülke, sadece istatistiksel bir gerçeklik değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik adaletsizliğin derinleşmesine işaret eden bir durum. Yoksulluk oranlarını düşürmek, sadece sosyal politikaların güçlendirilmesiyle mümkün. Eğitimden istihdama, sağlık hizmetlerinden sosyal yardımlara kadar birçok alanda köklü reformlar gerekmektedir. Avrupa’nın geleceği için bu üç ülkenin sosyal ve ekonomik durumları, devem eden tartışmaların merkezinde yer alacaktır.