Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir ekonomi toplantısında faizsiz bir ekonomik yapı oluşturma hedeflerini gözler önüne serdi. Türkiye'nin ekonomik konjonktürüne yönelik yapılan değerlendirmelerde, yüksek faiz oranlarının hem bireyler hem de işletmeler üzerindeki olumsuz etkileri dile getirildi. Erdoğan, "Faizsiz ekonomi özlemimiz var" ifadesiyle, ülkedeki ekonomik istikrarı sağlamanın öncelikli hedefleri arasında olduğunu belirtti. Peki, bu açıklamalar ne anlama geliyor ve Türkiye ekonomisi için hangi yenilikleri beraberinde getirecek?
Faizsiz ekonomi, bir finansman modelidir ve bu modelin temel prensibi, borç verenin aldığı faiz üzerinden değil, kâr ve zarara ortaklık esasına dayanmaktadır. İslam ekonomisi perspektifinden yola çıkarak, faizsiz bir ekonomi yapısının oluşturulması, hem bireylerin hem de toplumsal dinamiklerin daha sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlayabilir. Faiz, ekonomik dengesizliklere ve toplumsal adaletsizliklere yol açtığı için, bu modeli benimseyen pek çok ülke, alternatif finansman yöntemlerini araştırmaya başlamıştır. Türkiye'nin de bu yönde attığı adımlar, ülke genelinde farklı sektörlerin büyümesine katkıda bulunabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları, Türkiye'nin ekonomik reformlarına dair yeni bir yön tayin etme çabası olarak değerlendiriliyor. Özellikle, faizin düşürülmesinin sağlanması ve alternatif finansman kaynaklarının artırılması hedeflenmektedir. Bu bağlamda, katılım bankacılığı ve mikrofinans gibi sistemlerin güçlendirilmesi, piyasalarda likidite yönetimi açısından büyük bir önem taşıyor. Türkiye, genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmasıyla birlikte, bu tür yenilikçi finansal sistemleri benimseyerek, ekonomik istikrarını artırabilir. Ayrıca, yüksek faiz oranlarının işletmeler üzerindeki etkilerini azaltarak, yerli üretimi teşvik edebilir.
Erdoğan, toplantıda ayrıca, "Bizler müreffeh bir Türkiye için, geleceğimizin teminatını oluşturmak amacıyla adımlar atmaya devam edeceğiz," diyerek, ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması gerektiğinin altını çizdi. Bu bağlamda, devletin çeşitli teşvik mekanizmalarıyla yatırımcıları desteklemesi, iş dünyasına ve girişimcilere yönelik sunulan fırsatlar da artırılabilir. Faizsiz bir ekonomi modeli, haliyle sosyal adaletin sağlanmasına da katkıda bulunabilir. Bu modelin uygulanması durumunda, özellikle hanelerin ve small & medium enterprises (KOBİ) gibi işletmelerin daha fazla desteklenmesi sağlanacaktır.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "faizsiz ekonomi özlemimiz var" açıklaması, sadece finansal bir yenilik değil, aynı zamanda ekonomik büyüme ve toplumsal gelişim için atılmış önemli bir adımdır. Ülke genelinde bu vizyon doğrultusunda atılacak adımlar, Türkiye'nin ekonomik yapısını güçlendirecek, yerli girişimcileri destekleyecek ve sürdürülebilir bir büyüme modeli geliştirilmesine olanak tanıyacaktır. Gelecek dönemde, kamu ve özel sektör iş birliği ile oluşturulacak yeni finansal modellerin toplumsal fayda sağlaması ve ekonomik katılımcılığı artırması bekleniyor.