Ünlü iş insanı Ahmet Özer, karşılaştığı ağır suçlamalara karşı ilk kez düzenlenen basın toplantısında savunmasını yaptı. "Böyle bir şeyle itham edilmek benim için zuldür" diyerek, suçlamaların asılsız olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Özer, sadece iş dünyasında değil, sosyal sorumluluk projeleriyle de dikkat çeken bir isim. Bugüne dek sürdürdüğü başarılı kariyeri, toplumsal katkılarıyla birleşince onu daha fazla değerli kılıyor. Bu bağlamda, bu konuşma gerek iş dünyası gerekse toplum için büyük önem taşıyor.
Açıklamalarında, kendisine yöneltilen suçlamaları kesin bir dille reddeden Özer, "Hayatım boyunca doğru olanı yapmaya çalıştım. Bu tür ithamlar, benim gibi bir insanı derinden yaralar." ifadelerini kullandı. Bu süreçte kendisinin ve ailesinin yaşadığı zorluklara dikkat çeken Özer, kamuoyuna sunulan bazı belgelerin ciddiyetsiz olduğunu iddia etti. "Bu belgeler, benim iş yaşamımda attığım her adımı sorgulamak için kullanılıyor. Ancak ben her zaman şeffaf oldum ve olmaya devam edeceğim." dedi.
Özer, savunmasında adaletin önemine de değindi. "Adalet, herkes için eşit şekilde uygulanmalıdır. Benim durumumda olduğu gibi, haksız yere suçlanan insanların da sesi olunmalı. Bu mahşeri vicdan meselesidir." diyerek adaletin sağlanması için toplumun daha etkin olmasını gerektiğini vurguladı. Savunmasını yaparken duygusal anlar da yaşadı. "Haksız yere itham edilmek, sadece bireyi değil, onunla birlikte ailesini ve sevdiklerini de etkiler. Bu nedenle, benim yaşadığım bu gibi olayların bir an önce sona ermesini diliyorum." dedi.
Ahmet Özer, suçlamalara karşı mücadele edeceğini belirtirken, bir taraftan da iş dünyasındaki faaliyetlerine ara vermeden devam edeceğini açıkladı. "Çalışmalarım ve projelerim her zaman sürecektir. Bunun önüne geçmek kimsenin haddi değildir." diyerek kararlılığını sıklıkla vurguladı. Bu mücadelenin, adalet arayışında simgesel bir duruş olduğunu da ekledi.
Son olarak, medyanın bu süreçteki rolüne de değinen Özer, "Medya, insanları sadece sorgulamakla kalmamalı. Aynı zamanda onlara yardım ve destek olmalıdır." diyerek, haberlerin sorumluluğunu hatırlattı. "Bizler alanında uzman, farklı perspektiflere sahip insanlarız. Bu nedenle medya, tarafsız ve adil haber vermek zorundadır." ifadeleriyle, medya dünyasına da önemli bir mesaj vermiş oldu.
Ahmet Özer’in bu ilk savunması, birçok farklı kesimden destek topladı. İş insanları, toplumsal hareketler, hatta basın mensupları dahi bu süreçte kendisinin yanındaydı. Bunun yanı sıra, sosyal medyada da Özer'in destek mesajları hızla yayıldı. Suçlamaların hukukun temel prensiplerine aykırı olduğunu savunan birçok kişi, bu durumu ifade ederken "Adalet yerini bulmalıdır." diyerek, kamuoyunda büyük bir etki yarattı.
Gelecek süreçlerde, davanın nasıl gelişeceği ve Ahmet Özer'in bu iddialara karşı nasıl bir savunma geliştireceği merak konusu. Herkesin gözü, bu durumu daha yakından takip etmekte ve ilgiyle gelişmeleri izlemekte. Özer’in, adalet arayışındaki azmi, birçok insan için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkacağına inanan Ahmet Özer, "Bu savaş, sadece benim değil, tüm haksız ithamlara maruz kalanların savaşımıdır." sözleriyle duruşunu net bir şekilde ortaya koydu.