Doğu Anadolu'nun geçtiğimiz yıl yaşadığı büyük depremler, birçok insanın hayatını derinden etkiledi. Bu felaketler, birçok aileyi evsiz bıraktı ve yaşamlarına yeni bir yön vermek zorunda kalan insan sayısını artırdı. Ancak bu zor dönemlerde bile hayatta kalmak için mücadele edenlerin hikayeleri de umut verici bir ışık olarak ön plana çıkıyor. İşte bu hikayelerin en dikkat çekici örneklerinden biri, 58 yaşındaki depremzede bir kadının, el emeğiyle yaptığı çantalarla geçimini sağlama çabası. Bu kadın, hem kendisi hem de çevresindekiler için bir ilham kaynağı haline geldi.
58 yaşındaki Aylin Yılmaz, 2022 yılında meydana gelen depremin ardından evini kaybetti. Deprem sonrasında ailesiyle birlikte geçici bir konteyner evde yaşamaya başladı. İleri yaştaki insanların iş bulma olanakları sınırlı olduğu için, Aylin, yaşadığı sıkıntılı süreçte kendi becerilerini kullanarak kendine yeni bir istihdam alanı yaratmaya karar verdi. Aylin'in gençliğinden beri ilgilendiği el sanatları, bu dönemde ona bir kapı açtı. Çanta yapma yeteneği, Aylin'e hem maddi gelir sağladı hem de ruhsal olarak daha güçlü hissetmesine yardımcı oldu.
Aylin, el emeğiyle yaptığı çantaları hem yerel pazarda satışa sunmaya hem de sosyal medya üzerinden tanıtmaya başladı. Kendi özgün tasarımlarıyla pazarın dikkatini hızlıca çekmeyi başardı. Kullanılan kumaşların kalitesi ve renkli desenleri, ürettiği çantaların alıcıları üzerinde büyük bir beğeni yarattı. Özellikle yerel el sanatlarını desteklemek isteyen müşterilerin ilgisi, Aylin’in geçim kaynağını artırdı. Aylin, “Başka insanlara ilham olmayı ve onlara umut vermeyi çok önemsiyorum. Ben de depremin yarattığı yıkımdan etkilenerek başladım, ama şimdi insanları destekleyebilmenin mutluluğunu yaşıyorum” diyor.
Aylin’in çalışmaları, bölgesel bir anlayış ve dayanışma içinde şekilleniyor. Yerel halk, onun yaptığı çantalarla hem alım gücünü artırıyor hem de yerel üretimi destekleyerek ekonomik bir sinerji yaratıyor. Aylin’in ürünleri, zamanla çeşitli etkinliklerde ve sergilerde de yer almaya başladı. Böylelikle hem iş fırsatını artırıyor hem de diğer depremzedelere moral veriyor.
El emeği görmek, Aylin'in sadece iş bulmasını sağlamakla kalmadı; aynı zamanda ona bir aidiyet duygusu da kazandırdı. Yıkılmış olan toplulukta, yeniden bir araya gelerek birbirlerine destek olmanın önemi, bu tür girişimlerin önünü açtı. Aylin gibi birçok depremzede kadın, kendi becerilerini keşfetmeye başladı ve aynı zamanda Aylin’in oluşturduğu bu dayanışma ruhunu yaygınlaştırdı.
Bu hikaye, sadece Aylin’in başarısı değil, aynı zamanda birçok insanın hayata tutunması için verdiği mücadelelerin de bir yansımasıdır. El emeklerinin, bir dönemin kapanmasına rağmen, yeni kapılar açabileceğinin kanıtı olan Aylin, “İnsanlar el işçiliğini unutmamalı. Bu beceriler, sadece parayla ölçülen birer araç değil; aynı zamanda ruhumuzu besleyen değerler” diyor ve çevresindekilere umut oluyor.
Sonuç olarak, Aylin Yılmaz’ın çanta yapma serüveni, sadece maddi bir kazanç sağlamaktan öte, toplumsal bir dayanışmanın ve yeniden doğuşun simgesi haline geldi. Deprem sonrası yaşadığı zorlukları, el emeğiyle yarattığı eserler sayesinde geride bırakmayı başaran Aylin, tüm kadınlar için bir örnek teşkil ediyor. Herkesin, zorluklarla başa çıkma ve yeniden ayağa kalkma azmi göstermesi gerektiğini hatırlatıyor. Onun hikayesi, hayatta kalmanın ve yeniden başlatmanın ne demek olduğunu gösteriyor.